ÖZEL OKULLARIN SORUNLARI

Bir ülkede özel okulların varlığı; hiç şüphesiz o ülkede demokrasinin varlığının en önemli ispatıdır. Özel okul sayısının çokluğu da daha çok insanın konfora kavuşması anlamına gelir. Geçmişte çok küçük bir azınlık ancak uçak kullanıyor iken şimdi neredeyse toplumun %80’ini kapsayan bir gelişmişliğe ulaşmıştır. Özel okulculukta toplumumuzun en azından %20’si özel okul öğrencisi olabilmelidir.

Her hükümet ve toplum tarafından bu oran arzu edilmesine rağmen maalesef yine hükümetlerin ve toplumdaki bazı özel okulculuğa yanlış bakanlar yüzünden özel okulculuğun önüne engeller konularak özel okulculuğun tabii mecrasında yürümesine engel olunmaktadır.

Bunlardan birkaç sebebi sizinle paylaşmak istiyorum.

1- Yıl İçerisinde Yapılan Öğretmen Atamalarında Yaşanan Mağduriyet:

Özel okulların teklifi ile Milli Eğitim Bakanlığının onayı ile atanan öğretmen ve idareciler her yıl eğitim - öğretim yılı ortasında Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen atamaları ile özel okul da görev yapmakta devam eden öğretmenleri çalıştığı özel okuldan, o okulun öğrencilerinden ve velilerinden kopararak herhangi bir resmi okula atayabiliyor.

Her yıl bu yolla on binlerce özel okul öğrencisi mağdur oluyor. Özel okul sahipleri yeni öğretmen arayışına giriyor, çoğu zaman bulamıyor. Öğrenci ve veliyi memnun edemiyorlar. Bu durum ister istemez mağduriyet ve itibar kaybı yaşatıyor özel okul ve özel okulcuya.

Bu mağduriyete bugüne kadar bütün bakanlarımız maalesef çok duyarsız kalmışlardır. Çözüm çok basit; Ataması yapılan öğretmen; ataması yapıldığı yılda değil, bir sonraki yılda resmi okulda göreve başlatılmalı, ataması gerçekleştiği bilgisi ise ancak haziran sonunda kendisine duyurulmalıdır. Çünkü atanan öğretmen çalıştığı özel okulda performans düşüklüğü yaşar ve yaşatabilir.

2- Özel Okulculukta Sınıf Kontenjan Sayısındaki Sınırlama:

Bütün özel okulların sınıf kontenjanı 24 olacak denmiş ve uygulanmış. Hâlbuki sınıfların eski ruhsatlarımızda 20 kişilik 24, 28, 30, 32 kişilik sınıflarımız var. Doğru olan sınıfların hacim ve ebatlarının öğrenciye sağlayacağı hava, ışık ve mekân yeterliliği olmasına rağmen bu defa 30 kişilik ve altı sınıflarımızda öğrenci fazlasını düşünmeye başladık. Bu öğrencileri koyacak sınıf yoksa 30 olarak devam eder, denildi ancak kurumda bir yerleşim değişikliğine giderseniz, size izin vermem. Ta ki bütün sınıf kontenjanlarını 24’e indirinceye kadar.

Bu ne anlayıştır, anlamak mümkün değil. 24 kişilik sınıfın bilimsel bir verimliliği mi var? Avrupa ortalaması 30-32 civarında iken biz çok mu zenginiz? Devlet okullarında bu oran asla mevcut değilken özel okulcuya bu mecburiyet neden?

Özel okulculuğu yaygınlaştırmak istiyorsak bırakın kimi özel okulcu sınıf kontenjanını 20 yapsın isterse 15 yapsın. Kimisi de 30 yapabilsin. Özel okulculuk maliyetinin düşmesiyle beraber daha çok öğrenci daha uygun ücretlerle özel okul imkânından faydalanma imkânına kavuşacaktır.

Her özel okulcu sınıf mevcudunu ilan ederek duyurusunu yapacak ve ona göre kayıt yapacaktır. Kaldı ki; özellikle okulun öğrenciye en büyük faydası arkadaşlıklar edindirmesidir. Arkadaş çok önemlidir. Bazı dönemlerde arkadaş anne babadan bile daha büyük önem kazanmaktadır.

Çok çeşitli mizaç ve karaktere sahip olan çocuklarımız, mevcudu az sınıflarda mizacına uygun arkadaş bulamadığı zaman sınıfta tek başına mutsuz herhangi bir sıkıntısını paylaşamayan, deşarj olamayan, sosyal aktiviteleri gerçekleştiremeyen bir mutsuzluk yaşıyor.

Oysa daha kalabalık sınıflarda mizacına uygun bir, iki, üç arkadaş bulabiliyor. Yine az kalabalık sınıflarda mizacına uygun arkadaş bulamayan kimi öğrenciler, eğer varsa, bir başka sınıfta mizacına uygun bir öğrenci bularak her teneffüste o arkadaşının yanına taşındığını görürsünüz.

Sınıfların havalandırma, ışık ve mekân yeterliliği sağlanması halinde sınıf kontenjanlarının serbest bırakılması gerekmektedir.

3- Okul Bahçelerinin Yeterliliği:

Okul bahçeleri, eğitim ve öğretimde ve sosyal aktivitelerde abartıldığı kadar önemli değildir. Eğitimin devam ettiği 15 Eylül- 15 Haziran arasındaki 9 aylık süre, Türkiye'nin iklim açısından kısmi baharları ve kış aylarını kapsamaktadır.

Kış aylarında bahçeler neredeyse kullanılmamaktadır. Spor salonları ve koridor genişlikleri büyük önem arz etmektedir. Geniş koridorlar ve spor salonları, iç bahçeler, havuz alanları, futbol için ayrılan kapalı alanlar öğrenci başına istenen bahçe yeterliliğine dâhil edilirse daha isabetli bir karar olur.

Özel okullarda servis araçlarının durabileceği alanlar önemli olduğu için okulun dış bahçesi için istenen alan mecburiyeti, her 30 öğrenci için bir servis alanı şartı getirilebilir. Her servis için 30 metrekarelik alan yeterli olacağı için 900 kontenjanlı bir okul için 900/30 = 30 araç x 30 metrekare = 900 metrekare yeterli olmalı.

Mevcut standartlar yönergesinde her öğrenci için 1,5 metrekare şartı aranmaktadır. Yani 900 kişi kontenjanlı bir okul için 900×1,5 metrekare =1350 metrekare istenmektedir. Arada 450 metrekare fark etmektedir bu 450 metrekare, okulun 3 metreden daha fazla koridorundan, varsa havuz alanından, kapalı spor salonu vb. alanlardan tamamlanabilir.

4- Eğitimi Olumsuz Etkileyen Öğrencilerin Kayıtlarının Silinememesi:

Öğrenciyi ve öğrencinin eğitim hakkının güya korunduğu varsayılan bu yönetmelik, maalesef, öğrenciye en büyük kötülüğü yapmaktadır. Öğrenciyi daha şımarık, daha saygısız yapmak için bulunmaz bir öz güven vermektedir. Hiçbir şeyden çekinmeyen ve korkmayan çocuk; öğretmen, idareci ve hatta kurum sahibini adeta köle hale getirmiştir. Oysa bir çocuk, eğer kurallara uymuyor, arkadaşlarını ve eğitimi olumsuz etkiliyorsa ödediği paranın tamamını veya geriye kalan kısmını alarak ayrılmalı. Bu yaptırım, umuyorum ki öğrencinin gittiği yeni yerde daha dikkatli olmasını sağlayacaktır.

Bir özel okulun eğitimi ne kadar güzel olursa olsun bu gibi öğrencilerden arındırılmadığı zaman özel okulculuk kendisinden bekleneni veremeyecektir. Millî Eğitim Müdürlüklerinin onayı gerekmeksizin disiplin kurulu, eğitime zarar veren, başka öğrenci ve velilerin de hakkına giren çocukları ayırabilmelidir.

5- Özel Okullarda Bedava Öğrenci Kontenjanı;

Bedava öğrenci kontenjanı, özel okullara maalesef 1980 İhtilali’nden bize yadigâr kaldı. Kimi zaman oranlar %5, kimi zaman %10, kimi zaman %2 oldu.

Bir öğrenciyi bir özel okul neden bedava okutmak zorunda anlamak mümkün değil. Hem sınıfları 24 ile sınırlayacaksın hem de şu kadar öğrenciyi bedava okutacaksın, diyeceksin. Bir de öğretmene iyi para ver diyeceksin. Bu nasıl olacak? Bir de özel okullar her gün patır patır dökülüyor, iflas ediyor diyeceksin. Bununla da kalmayacaksın, okullar iflas ediyor veliler mağdur oluyor, öyle bir teminat koyalım ki herkes özel okul açamasın, gibi akla ziyan, özel sektörü, özel girişimi engelleyen, önüne prangalar koyan çözüm arayışlarına gireceksin.

Özel okullara ücretsiz öğrenci almanın çeşitli başka sorunları da mevcuttur. İş, sadece sınıfta bir yer işgal etmesi değildir. Bu işin servis yönü, kıyafet, ciddi anlamda doküman, gezi vb. gibi ekstra maliyetli lojistik ihtiyaçlar da söz konusudur. Özellikle dar gelirli çocukların özel okula ücretsiz alınmasıyla ücretli öğrenciler ile aralarındaki harcama kültürü de sosyo-ekonomik dengesizliğin yaşandığı alan oluyor.

Bedava öğrenci maliyetini, okul sahibi veli ücretlerine yüklemek zorundadır. Oysa velilerin çok büyük kısmı öğrencisinin okul masraflarını karşılamakta büyük zorluklar yaşıyor.

Özel okul velisi çok büyük fedakârlıklar yapıyor. Özel okul velisi, bedava devlet okulu dururken öğrencisini özel okula göndermekle;

1- Devlet okulundaki sınıf mevcudu şişkinliğini engelliyor.

2- Devletin öğretmen ihtiyacını azaltıyor.

3- Personel idareci ihtiyacını azaltıyor.

4- Yakıt, elektrik, su, mekân ihtiyacını azaltıyor.

5- Özel okul kurucusunun vergi vermesini sağlıyor.

6- Devletin okul yapma ihtiyacını azaltıyor.

Özel okulculuk geliştirilmeli, önündeki engeller kaldırılmalı, devletimiz hem ekonomik hemde manevi olarak daha çok güçlenecektir.

6- Özel Okulların SGK Maliyetinin Devlet Öğretmeni İle Eşitlenmesi Gerekir

Özel okullara SGK maliyetini devlet öğretmenleriyle aynı oranda yatırma hakkı tanınmalı